F A C E P S İ K O L O J İ K L İ N İ K
19 Ekim 2024

Ölüm: Varoluşun Mutlak Sonucu

Varoluşçu çatışma Irwin Yalom'un ifadesiyle "ölümün kaçınılmazlığının farkında olma ile var olmaya devam etme arzusu arasındaki gerilimdir."

Bu gerilimi insan kendi lehine döndürebilir mi? Yani ölümün varlığıyla yüzleşerek hayatını daha anlamlı ve verimli kılabilir mi? Ölümün hayatımıza olumlu katkı da bulunması mümkün mü?

19 Ekim 2024

İş Yerinde Mindfulness: Zihinsel ve Duygusal Sağlığınızı Destekleyin

Günümüz iş dünyasında, hızlı tempolu çalışma ortamları ve sürekli değişen koşullarla karşı karşıya kalmak, sıklıkla stres ve baskı hissetmemize neden olabilir. Bu nedenle, zihinsel ve duygusal sağlığımızı korumak ve iş performansımızı artırmak için önlemler almak son derece önemlidir. İşte bu noktada mindfulness, bireylerin zihinlerini ve duygularını şimdiki an içinde farkındalıkla yaşamalarını sağlayan bir yaklaşım olarak öne çıkar.

19 Ekim 2024

Çalışan Destek Hizmetleri

İş yerlerinde çalışanların refahını ve verimliliğini artırmak, günümüzde işverenlerin öncelikli hedeflerinden biri haline gelmiştir. Çalışanların yaşadığı stres, iletişim bozukluklukları, mobbing, duygusal zorluklar ve iş dengesizlikleri, işyerinde motivasyonu ve performansı olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, çalışan destek programları giderek daha fazla popülerlik kazanmaktadır. Bu blog yazısında, çalışan destek programlarının ne olduğunu, nasıl işlediğini ve işyerindeki verimliliği artırmak için nasıl kullanılabileceğini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

19 Ekim 2024

Kompleks Travma ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Belirtiler, Tedaviler ve Farklar

  Travmalar, bireylerin ruhsal sağlığını derinden etkileyebilen, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve kompleks travma gibi psikolojik durumları tetikleyebilen deneyimlerdir. Her iki durum da işlevselliği azaltan ciddi semptomlarla ilişkilidir ve etkileri kişinin yaşamını önemli ölçüde etkileyebilir. Kompleks travma ve TSSB, travmatik deneyimlerin sonucunda ortaya çıkan iki farklı psikolojik durumu temsil eder; ancak, her iki durum da farklı kökenlere, belirtilere ve etkilere sahiptir.

19 Ekim 2024

Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunu Anlamak ve Desteklemek

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukların yaşamlarını etkileyebilen karmaşık bir nörogelişimsel durumdur. Bu bozukluğun genellikle çeşitli faktörlerin birleşimi sonucunda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Genetik yatkınlık, çevresel etkenler, beyin kimyası, doğum süreci ve çocuğun büyüdüğü çevre, yaşadığı stres ve travmalar gibi birçok faktör, DEHB'nin oluşumunda rol oynayabilir.


Ailede DEHB öyküsü olan çocuklarda, genetik yatkınlığın bu bozukluğun ortaya çıkma olasılığını arttırdığı bilinmektedir. Ebeveynlerde veya aile bireylerinde DEHB bulunması, çocuğun bu duruma genetik olarak daha yatkın olabileceğini gösterir. Ancak genetik yatkınlık tek başına belirleyici değildir; çevresel faktörlerin de etkisiyle DEHB belirtileri ortaya çıkabilir.

19 Ekim 2024

Astımın Anksiyete ile İlişkisi ve Tedavi Stratejileri

Astım, solunum yollarının kronik olarak inflamasyonu sonucu ortaya çıkan ve nefes darlığı, öksürük ve hırıltı gibi semptomlarla karakterize edilen yaygın bir solunum sistemi hastalığıdır. Ancak astım sadece fiziksel semptomlarla sınırlı değildir; hastalığın psiko-sosyal boyutu da önemli bir etkiye sahiptir. Astım hastaları, hem astımdan kaynaklanan duygusal tepkilerle baş ederken, hem de sosyal, ekonomik ve kişisel yaşamlarında çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadırlar.

19 Ekim 2024

ATTENTIONER İLE DİKKATİMİ TOPLUYORUM: ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL BİR DİKKAT GELİŞTİRME PROGRAMI

Çocuklar, gün içerisinde birçok uyaranla karşılaşırlar, hızlı değişen dünyada dikkatlerini toplamak ve odaklanmak konusunda bazen zorlanabilirler. Ancak bu zorlukları aşmaları için, onlara destek olmak ve gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla Almanya Bremen Üniversitesinde Nöropsikolojik tabanlı bir program olarak geliştirilen Attentioner Programı, çocukların dikkat gelişimini destekleyen, özel olarak tasarlanmış bir yaklaşım sunarak onların öğrenmeye ve gelişime odaklanmalarına yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

19 Ekim 2024

Böcek Fobisi (Entomofobi)

Özgül fobilerden biri olan böcek fobisi, entomofobi olarak da adlandırılmaktadır. Bu fobiye sahip olan birey, böceklere temas etmekten ya da böcek fotoğrafı görmekten kaçınmaktadır. Çünkü bu gibi durumlarda kişi, yoğun bir korku ve kaygı hissetmektedir.

Böcek Fobisi Nedir?

Böcek fobisi, kişinin böceklere karşı aşırı derece korku duyması durumudur. Bu fobi türünde birey, böceklerin fotoğrafını gördüğünde de korku ve kaygı yaşamaktadır. Ayrıca birey, böceklerin bulunma ihtimalinin yüksek olduğu ortamlardan da sürekli olarak kaçınmaktadır. Kişi, böcek türlerine karşı yoğun bir kaygı ve kaçınma davranışı içerisindedir. Bu nedenle böcek korkusu, özgül fobi olarak tanımlanmaktadır.

19 Ekim 2024

Kan, Enjektör ve Yaralanma Fobisi Üzerine Bir Sohbet

Nasıl ki fiziksel sağlık problemlerimiz belli semptom ve şikayetlerimiz üzerinden giderek tanı koyabiliyor ve tedavi uyguluyorsak ruhsal sağlık sürecimiz de değerlendirme süreci bulunmaktadır. 

Ruhsal sağlık sürecimizde semptom değerlendirmeleri ve tanı koyma sürecini Amerikan Psikiyatri Birliği’nde yer alan psikiyatristlerin yazmış olduğu Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatiksel El (DSM) kitabını referans alarak gerçekleştiriyoruz. En güncel versiyonu ise DSM-5’tir. 

DSM-5’te kaygı bozuklukları ana başlığı altında özgül fobiler yer almaktadır. Özgül fobi, agorafobi ve sosyal fobi dışında bir fobi alanı olarak ele alınır. Belli nesnelerden ya da durumlardan duyulan anormal, aşırı korkudur olarak tanımlanır. Rahatsızlık belirtileri özgül nesneler ve durumlarla sınırlıdır.


Özgül fobiler ise 5 türde kategorize edilmiştir. Bu beş türden biri ise kan, enjektör ve yaralanma tipidir. Diğerleri ise, hayvan tipi (örümcek, böcek, yılan, köpek vb), doğal çevre tipi (yükseklik, şimşek ve su tipi), durumsal tipi ( asansör, uçak ve köprüler), boğulma kusma tipi olarak sıralayabiliriz.

19 Ekim 2024

Terk Edilme Şeması ve Bilişsel Çarpıtmalar

  Terk edilme şeması, bireyin geçmişteki terk edilme, ihmal edilme ve kayıp deneyimlerinden kaynaklanan içsel bir modeli ifade eder. Bireyin ilişkilerde, kendine dair ve dünyaya dair olumsuz inançları bu şema üzerinden filtrelenir. Terk edilme şeması, kişinin ilişkilerde sürekli bir terk edilme korkusu yaşamasına, düşük özsaygıya ve olumsuz düşünce kalıplarına yol açar. Kişi çarpıtmaları doğrultusunda oluşan düşünce kalıpları ile belli duygular hisseder ve bu hisler belli davranışlara, tutumlara sebep olur; böylece korkulan duruma sebebiyet verecek ilişkisel tutumlar meydana gelir. Böylece terk edilme şemasıyla bağlantılı olarak, bireyin düşünce süreçlerindeki bilişsel çarpıtmalar, bu şemayı güçlendirir, pekiştirir ve sağlıksız düşünce kalıplarına yol açabilir.

19 Ekim 2024

Bulimia Nervoza ve EMDR: Yeme Bozukluğuyla Başa Çıkma Yöntemleri

Bulimia Nervoza, aşırı yeme atakları ve bu atakları takiben sağlıksız telafi davranışları olarak kusma, müshil kullanma, aşırı egzersiz yapma gibi davranışlarla karakterize bir yeme bozukluğudur. Bu yeme bozuklupu, bireyin yaşamında ciddi psikolojik ve sosyal sorunlara yol açabilir. Bu makalede, Bulimia Nervoza'nın belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri, özellikle EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) terapisi ile ilgili detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

19 Ekim 2024

Boşanma Sürecinin Sağlıklı Yönetilmesi: İyi Boşanmanın Sağlanması

Ahrons (1994) boşanma öykülerinin fazlasıyla olumsuz yaşantılarla ilişkilendirildiğini bu yüzden de boşanmanın olumsuz bir yaşantı olarak etiketlendiğini belirtmiştir. Boşanma doğası gereği stres verici bir yaşam deneyimidir fakat iyi boşanma ile ailenin yeniden yapılandırılması ve değişimin getirmiş olduğu streslerin azaltılmasına mümkün olabilmektedir. Tüm evliliklerin iyi olarak nitelendirmesi gibi boşanmanın kötü olarak değerlendirilmesi ve zıt kutuplar olarak tanımlanması doğru değildir, böylesi bir hata sonucunda evlilik idealleştirildiğinin boşanma ise felaketleştirildiği açıklamaktadır.