F A C E P S İ K O L O J İ K L İ N İ K
blog image

Çocuklarda Tuvalet Eğitimi

Çocuklar çoğunlukla gelişimine bağlı olarak 18-36 ay aralığında tuvalet eğitimi için hazır olurlar. Ancak her çocuk farklı gelişim gösterdiği için bu süre değişiklik gösterebilmektedir. Çoğu anne baba, çocuklarına tuvalet eğitimi verme konusunda problemler yaşayabilmektedir. Çocuk hazır olmadan verilmeye çalışılan tuvalet eğitimi hem ebeveynler hem de çocuk için sancılı ve hayal kırıklığı içeren bir süreç haline dönüşebilmektedir. Peki çocuğun tuvalet eğitimi alabilecek olgunluğa geldiğine dair işaretler neler olabilir?

Çocuğun tuvalet eğitimi için hazırbulunuşluluğunu gösteren hem fiziksel hem zihinsel bazı sinyaller vardır.

Fiziksel belirtiler arasında;
Yürüyebilmesi ve dik oturabilmesi
Kuru kalma süresinin 2 saatten fazla olması
Yardım almadan pantolonunu indirebilmesi
Altının ıslanmasından rahatsızlık duyması
Sabahları uyandığı anda altının kuru olması sayılabilir.

Zihinsel belirtileri arasında;
Yönergeleri anlayabilmesi ve yerine getirebilmesi
Kendini ifade edebilmesi (çocuk henüz konuşamıyorsa tuvalet eğitimi için beklenmesi gerekir)
Çişini, kakasını ifade edebilmesi sayılabilir.

Peki Eğitim Aşaması Nasıl Olmalıdır?
Öncelikle eğer tuvalet eğitimine başlayacaksanız, bu dönemde hayatınızda çocuğun yaşam koşullarını etkileyecek gibi (boşanmak, taşınmak gibi) değişikliklerin olmaması gerektiğini belirtmem gerekir.
Çocuğa çiş, kaka, ıslak ve kuru olmak kavramlarının öğretilmiş olması gerekir. Ardından çocukla birlikte seçilerek bir lazımlık alınabilir. Lazımlığın herhangi bir yerde değil tuvalette durması gerekir. Lazımlık kullanılırken çocuğun ayaklarının yere basması, çocukta güven oluşturduğu için eğitime lazımlık ile başlanması önerilmektedir. Eğer çocuğunuzun lazımlıktan korktuğunu görüyorsanız, öncelikle alışması için kıyafetleri ile oturmasına izin verilip alışması sağlanabilir. Tuvalet eğitimi ile ilgili hikaye kitaplarının kullanılması sürecin kolaylaşmasını sağlayabilir. Çocuk, hikaye kitapları ile kahramanın tuvaletini nereye yaptığını, bu süreçte neler hissettiğini, yaşadığını görerek sürece hazırlanabilir. Yine çocuğun oyunları içerisine tuvalet eğitiminin dahil edilmesi de süreci kolaylaştırıcı uygulamalardan biridir. Oyuncak lazımlık, bebek ve dışkıyı temsil edebilecek oyun hamurları ile sembolik oyunlar kurulabilir. Öncelikle çocuğun bu oyuncaklarla bir oyun kurup kurmadığı gözlemlenebilir. Eğer kurmuyorsa aile bu konuda rehberlik edebilir ancak tamamen yönlendirici de olmamak gerekir. Oyun kurularak çocuğun yönlendirmesine de fırsat verilmelidir. Tuvalet eğitimi sırasında bazen olumlu olan davranışı pekiştirmek için (çocuğun kuru kalması, tuvaletini lazımlığa yapması gibi) ufak ödüller kullanılabilir. Ancak bu ödüller abartılmamalıdır, ödül için bir yiyecek ya da stickerlar kullanılabilir. Ancak çocuğun tuvalete gidiyor oluşu, tuvaletini yapıyor oluşu törensel, büyük sevinçler içeren kutlamalar haline dönüştürülmemelidir. Tuvalet ile ilgili alışkanlığının oluşması için tuvaletin ardından el yıkama rutini oluşturulmalıdır. Eğer çocuğunuzun belli bir yeme düzeni varsa, tuvaletinin geldiği saatleri aşağı yukarı bilebilirsiniz. Tuvalet rutinin oluşturulması konusunda çocuğun yeme düzenin olması kolaylaştırıcı olabilir.

Gece Eğitimi Nasıl Olmalıdır?
Gündüz altını ıslatmamaya alışmış bir çocuk, bezi ıslandığında rahatsızlık duyacağı için gece de bezini ıslatmama/kuru kalma eğilimi gösterir. Gece eğitimi için yatmadan önceki sıvı alımı kontrol edilmelidir. Yine yatmadan önce mutlaka tuvalete gidilmelidir. Ancak elbetteki gündüz olabileceği gibi gece de bunu her zaman başaramayabilir. Çocuk altını ıslattığında sert bir tavır takınılmaması, çocuğun utandırılmaması, bağırılmaması oldukça önemlidir. Eğer çocuk altına kaçırdıysa temizliği konusunda ona da yapabileceği ufak görevler verilerek sorumluluk alması sağlanabilir. Örneğin gece altına kaçırmışsa çarşafın değiştirilmesinde ebeveyne yardım etmesi (kendi yaşına uygun yapabileceği şekilde) konusunda teşvik edilmelidir.
Bu süreçte ebeveynler sabırlı, hoşgörülü olmaya özen göstermelidirler. Her çocuğun gelişiminin farklı olduğu unutulmamalı, başarısızlıklarla umutsuzluğa kapılmamalıdırlar.

Makaleyi Paylaş: